20 Kasım 2009 Cuma

Oyunu Açmak

Niye bu kadar uzun bir ara verdim?
Çünkü hastaydım.
Bilirsiniz, araya giren şeyler çok önemlidir. Hayatın her alanında. Araya giren şeylerin neler ve ne kadar önemli olabilecekleri konusunda uzuunca yazabilirim. Ama bu defa iş başka. "Domuz gibiyim" ve "domuz gribiyim"in birbirinden tek farkı araya giren bi "r"dir. Özetle Domuz gribi olmuşum, bir hafta filan yattım. Ancak endişelenecek bir şey yok. O musibet "r"yi çıkardım aradan. Çabuk atlattım. Artık domuz gibiyim. Ne demiş Sultan Süleyman? "Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi", doğru demiş. Gerçi dünya ona da kalmamış. Kimseye de kalmaz. O yüzden araya ne kadar çok şey sokarsak o kadar iyi.


Hayata dönüş...

Usta ile Margarita diye bir yazı yazmıştım. Yazı dizisi, 2 bölüm. Eee, önce diziyi anlattım, seri bitti. Şimdi de sırada sinema filmi var. Tabii bunun o diziden sinema filmine evrilenlerden bir farkı var. Onları Next ve Nextstar sunar bunları Sex ve Sexstar.
Varsa öyle bir firma, çıksın ortaya anca o sponsor olur. Gerisi yanaşmaz.
[Hanımlar, kendime sexstar demedim. Öyle bir iddiam yok. Öyle bi firma olsa dedim sadece.]

Neyse,
Bence okuyunuz, fakat o yazıları okumak istemeyenler için çok ufak bir özet: Tatilde tanıştığım iki hanım. Biri Margarita, diğeri Pembe Panter. Pembe Panter 7,8, Margarita 6,8. Pembe Panter'i çok güzel bulup, akşamında ise Margarita'nın daha seksi ve daha mantıklı olduğunu düşünmüştüm. Kendisiyle işlerin daha makul şekilde yürümesiyle de bir cinsel münasebetimiz olmuştu. Sonrasında tatile katılan arkadaşım İlker ise Pembe Panter'e aşık olmuştu. Pembe Panterse bir akılçelendi.

Karışık bir dünya.

Arkadaşım İlker'in Pembe Panter'le aşkı sebebiyle bir şekil İstanbul'da da bu ikiliyle kopmam mümkün olmadı. İlker, Pembe Panter'in peşine böylesine delice düşmese, aslında benim açımdan da Margarita açısındanda çok daha iyi olacaktı. Yaşandı bitti olacaktı. Ancak şimdi öyle olmadı, olamadı. Pembeyle Margarita çok iyi arkadaşlar, İlker de yamanınca bir şekilde 3'lü oluyorlar ve orada ben eksik kalıveriyorum. Anladığım kadarıylaBunun saçma sapan gerilimi yaşanıyor aralarında . Margarita olmuş Mağdurita. İlker, Pembe Panter, Mağdurita. Ortak paydaysa belli: T.İ. Hiç güzel bir şey değil böyle bir durumda ortak payda olmak.

Bu sefer karakter yoksunu arkadaşım İlker bana yüklenmeye başladı, benim onlarla olmamam bir şekilde total bir kızgınlık ve kıza boynu büküklük yaratıyormuş, coşamıyorlarmış benim yüzümden falan filan. (Eminim bana diyeceksiniz ki böyle saçma sapan bir gerekçe olamaz, atıyorsun g.tünden. Ama işte erkekler bir kadını kafaya taktıkları zaman, bu denli akıldışı düşünebiliyorlar. Gerçekten.) Unutmayın, Pembe Panter bir Akılçelen. Erişkin bir erkeğin aklını alıp istediği yerine sokabilir.

Ulan Mağdurita'nın benim bakış açımda olabileceğine inansam hemen damlayayım, kimbilir ne güzel arkadaşları vardır. Adı Mağdurita'ya dönüşebildiğine göre bu olasılık devre dışı. Şu an en son istediğim şey bir ilişki moduna girmek. Yine insanlık bende kalsın dedim gittim bir akşam. Tabii ki o buluşmayı dört kişiden teşkil etmek gibi bir acemilik yapmadım. O dörtlüde oluşabilecek cinsel gerginliği düşünemiyorum. Off. Masada muhabbet tıkandığında filan oluşacak sessizlik. Pembe Panter'in planlı bir şekilde "Eee, T.İ sen neler yapıyorsun?" filan gibi sorular soracak olması. Ya gitmeden yan çizmek için binbir tilki geçti kafamdan. Fakat İlker de son vuruşu yapsın istiyorum artık, hıyar herif bir şekilde bana mâletti kızla "adı konmuş" bir ilişkiye başlayamamalarını. Haftada 5 akşam dışarı çıkıp niye adını koyamıyorşlarsa...

Neyse ben ekstradan iki arkadaşımı davet ettim. İkisinden de özel ricada bulundum yoksa bu davete gelecek tipler değiller. Davet ettiklerimden bir tanesi eski kız arkadaşımdı. Arada peşinden koşup, uzaktan şutlarla hala kaleyi yoklasam da hiç yüz vermez bana, sever ama, ben seni artık afacan bir çocuğu sever gibi seviyorum diyor bana. Accayip koyuyor, bana her şeyi de seni öyle afacan çocuğu sever gibi seviyorum deme. Sonuçta beni çok çok iyi tanıdığından uyuz etmesini de biliyor tabi. Kod adı Limbo [Göğüsleri azıcık büyüktü. Gittiğimiz bir tatildeki eğlencede. "Ben bu göğüslerle Limbo dansına bir sıfır yenik başlıyorum T.İ" demişti bana, tahmin edebileceğiniz gibi kod adı o anda takılmıştı: Limbo].



Neyse,
Limbo'yu çağırmamda iki sebep vardı.
1- Alttan alta, Mağdurita'cım ya bak hayatlarımızda eski defterlerden insanlar olması normal bir şeydir mesajını verebilmek.
2- Limbo çok akıllı bir kadın. Beni çok sever, çok da iyi tanır. Accayip de komik bir şekilde dalga geçeriz birbirimizle her ortamda. Çok takılır yani bana. Biz biraz sitkom çifti gibiydik onla. Sonrasında da o mod devam etti. Yani o gece benim üzerimden ortamı yumuşatabilecek birisi Limbo. Genelde eskiden beraber olduğum kadınlar pek haz etmez benden. Limbo hiç öyle değildir.

İkinci davet ettiğim arkadaşım Carlos.
Carlos, saçmasapan polemiklerin değişmez adamı. Adını Roberto Carlos'tan değil. Ayça Şen'in Sebastian Carlos'undan alır. Bilmeyenler için. Carlos çok yakışıklı çocuk, onu n'için çağırdım?

1- Kendisi x bir konu üzerine ne olursa olsun çok uzun konuşabiliyor. Biz baygınlık geçiriyoruz, o yılmıyor, bazen susuyor, sonra küllerinden yeniden doğuyor. Gece olur da muhabbet tıkanırsa, "neden çatılara bilmemne sistemi yapılmıyor, çok daha ucuz ve kaliteli, çünküü hükümet istemiyor." gibi, bizim bilmediğimiz, bu hayatta saniyemizi ayırmak istemediğimiz, anlamadığımız, arada sadece hıı hıı dediğimiz bi' konuyla ilgili bile masadaki herkesle kavga edebilir.
2- Ancak başka bir diğer özelliği daha var. Fena halde bekar, gayet yakışıklı.

Neyse biz üçümüz, ben Limbo, Carlos, bunların yanına gideceğiz. Mekana gitmeden ben önce Limbo'yu, sonra Carlos'u alacağım. Mekana akacağız. Pembe Panter, Mağdurita ve İlker orada olacak.

Limbo'yu almaya gittim, klasik geç kaldı tabii (Kadınların geç kalmasına hiç kızmam, çünkü daha güzel olmak için gecikirler)... "10 dakika yukarı gel anca hazırlanırım" dedi. Çıktım evine, çaldım zilini, kapıyı açtı. Dakka 1 Gol 1! "T.İ efendi sen 2 dakka bekleyiver ben iniyorum" dedi. Ne diyosun kızım filan dedim. Dakkasına soktu lafını. "O paçalar niye öyle kısa lan, pantolonu başkasından almış gibi dedi." Yeminle öyle bi durum yok. Lütfen inanın bana, öyle T.İ. Efendi'lik bi durum yok. "Bu senenin modası çok çok azıcık kısa güzelim, sende o erkek modasını takip edecek çap nerde? tiril tiril kıyafet, kaç para verdim ben ona biliyore musun" filan demedim hiç. Çünkü sırf beni gıcık etmek için yaptığını biliyorum. Aslında severdi giyimime özenmemi filan. Limbo'yu biraz daha tanıyın diye bu örneği araya sıkıştırdım. Sonra onla ikimiz Carlos'u almaya giderken, ona biraz durumu izah ettim. Dedim ki, bak güzelim, yeni bir çift yaratıyoruz. Sen kritik asistçisin. Ortaları güzel kesicen. Rıza gibi muz orta yapıcan. Bu sayede Carlos'la Mağdurita'yı yapıcaz diye. "T.İ'cığım, sen kısa donla gezerken ben çevremden uyumlu çiftler yaratıyordum sen merak etme. Hoş, hala kısa donla geziyorsun ama.. Bana bırk. Merak etme önümüzdeki sene yeğenini alırsın kucağına, adını da T.İ. koyarlar" dedi. "Aman aman" dedim "Ayarı iyi yap, 6 aya filan ayrılsınlar. Daha uzun olmasın. Yeğen meğen istemem." Acayip üstüme gelmeyi biliyor Limbo. Kaçırmadı fırsatı. Çakal Limbo, zaten sever bu suları. İçim rahat.

Carlos'un arabaya binişi:

Carlos gelir gelmez, Limbo buna ayarını çekti. Bana sataşarak, erkek güzeli gör erkek. "Neydi o Beşiktaşlı Futbolcu onun gibi kaldın Carlos'un yanında" dedi. Vallahi kızmaya başlamıyorum desem yalan. Neyse, Limbo çok güzel giyinmiş bu arada. Be geceki güzelliğinin hatrına sesimi çıkarmıyorum. Bu gece bu performansı göstersin yeter ki..

Arabayı park edip, mekana vardık. Vardığımız an, İlker'in niçin akıl tutulması yaşadığını bir kez daha anladım. Pembe Panter dehşetti. Margarita da çok güzeldi. Masaya oturduk.
İçki rakı, kadro güzel. Gece ilginç olaylara gebe. Ancak hepsi bir sonraki postta.

Çok yakında.
Oyunu Açmak Pusu

12 DIYECEGIM ODUR Kİ...:

T.I dedi ki...

İkiye böldüm bölmesine ama yine de çok uzun olmuş, farkındayım. Özür.

VodviL dedi ki...

ya burdada bitirilmezki canım yazı kursağımızda kaldı xD

T.I dedi ki...

Vodvil merhaba, az lafla anlatamıyorum diyeceklerimi. Bu az akıl göstergesi olabilir. Okunmuyor uzun yazılar. En kısa sürede yazacağım ama... Günlerden cuma olmasa bugün de devam ederdim ama. Bu akşam mesai var. 10 gündür uzak kaldım zaten.

küfkedisi dedi ki...

Yaaaaa ama bu haksızlık, kaptırmış gidiyordum ben ne güzel:)

Gadno Kopele dedi ki...

limbo ya başka çıkıntılarda engel oluyor muhterem. yalnız göğüslerle sınırlı değil. kategorizasyon ve şifreleme çok eğlenceli. şahane blog selamlar.

T.I dedi ki...

@kufkedisi: Haksızlık yok. 2 gün içerisinde yazacaım Pusu'yu...

@Gado Kopele: Hoşgeldiniz. Limbo'ya en başta engel olan çıkıntısı çenes :) . Her erkek beraber olamaz onla. Ben hat bi tip olduğum için hoşuma bile giderdi. Blogu sevmenize çok sevindim.

Gözde EVRAN dedi ki...

ahahaha uzun zamandır böyle neşeli blog görmedim :) Bir nefeste okudum gül gül... sağol farketmesende keyfimi yerine getirttiğin için :)

T.I dedi ki...

@Gözde: Hoşgeldin. Blogu sevmene sevindim. Çok teşekkürler. Arada eskileri ben de okuyorum. Hala ufak ufak düzeltmeler bile yapıyorum çaktırmadan :).

evli adam dedi ki...

seyirci ıslıklamaya başlayacak yakında.

evli adam dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
xpeeR dedi ki...

yaw T.İ küfür edicem de ayıp olmasın..harbiden sövüyorum yani su an..bütün blogunu okudum, hoş yaziyosun konu güzel kelimeler güzel,ama bitirme şöyle yazıyı, yaz sende (Puccanın deyişiyle) britannica gibi..yaz gitsin, akıcı olduğu için okunuyor..

Bu arada geçmiş olsun, bende blog'u bıraktı t.i diye üzülüyordum harbiden :( her tıkladığımda A tribute 2 yazsını gormekten bıkmıştım açıkçası

T.I dedi ki...

@Evli Adam: Islığa gerek yok. :). Yazdım. Dediğim gibi çok uzun oluyor yazılar. Kısalta kısalta anca bu kadar kısalıyor. Tutamıyorum kendimi. Hep bu kadınların yüzünden.

@xPeer: Çok teşekkürler. Öncelikle hoşgeldin. Uzun yazılar göz korkutuyor birazcık. Okunması zor olduğu için. Bir de iyi kötü biraz vaktimi de alıyor bu iş. Araların uzaması o yüzden biraz. Özendiğimden biraz fazlaca vakit ayırmak durumunda kalıyorum oturunca. Kimi zaman yayınlamıyorum hiç yazdıklarımı filan. Okuyan, takip eden insanlar var. Kötü bir son ürün istemiyorum. Tekrar sağol.

 


TEHLİKELİ İLİŞKİLER © 2008. Design by: Pocket