4 Mayıs 2010 Salı

Cesaretin sonu esarettir. Lafonten&Cesuryürek

Bazı kadınlar vardır. Daha doğmamış çocuğa don biçerler. İlişkiye başlamadan acayip büyük anlamlar yüklerler o ilişkiye. "Lan noluyoruz? Hop hop hop, bi dur." diyene kadar kafasal olarak ilişkinin bambaşka bir boyutuna geçmiştir o.

Atıyorum flört aşamasındasındır. Daha yeni yeni tanıyorsun, huyunu suyunu çözmeye çalışıyorsun. Defansı kalabalık tutup kontralarla golü arıyorsun (gol derken inanın cinsellikten bahsetmiyorum). O evre, iki takımın birbirini tartması. Tamam diyorsun sonunda, öyle yine çok çok tanıdığın filan da yok da, "olabilir, neden olmasın, acaba o da benden hoşlandı mı? Pek de tanımıyorum ama olsun. Acaba öpsem mi dudak yanak birleşim noktasından" gibi durumlardasın. Az çok karar verdin, olabilir bu iş diyorsun. O da istiyor mu acaba? Sinyaller olumlu ama... İşte o anlarda erkekliğe biçilmiş en kritik görevlerden biri gelir ve kapına dayanır. İlk adım. Bu arada, ilk adımı atabilen kadınları ben çok severim, ancak çok azlar. Neyse, sevgili namzetine ilk adımı atmak için artık bir şeyler düşünmek lazım. Güzel bir restoranda mı yapsak bu işi, ya da hop öpsek mi bir anda? Tık bi' yerde elini mi tutuversek. Sarhoş olup mu söylesek (Sarhoşun samimiyetine daha bir inanır kadınlar.) Yalnız sarhoş dediysek küfelik olmayın, kusmayın kadının üstüne. Sonuç olarak bir karar verdiniz ve artık niyetinizi ifşa edeceksiniz, "gözüm var sende" diye.

Söylediniz. Alışkınızdır biz gerçi ama, öyle ÖSS - ÖYS gibi sonuçları beklemeye gerek yok. İş şu hızda ilerliyor, söz sizin ağzınızdan çıktı:

1- Kızla mesafeniz: Yarım metre olduğunu varsayıyorum. (Dağdan haykırmayacaksınız ya aşkınızı.)
Yarım metre için:
Ses hızı 340 m/s olduğu düşünülürse, sesiniz yarım metreyi 0,5/340 saniyede yani 0,0014 saniyede alır.
Kulaktan beyne sesin ulaşması ve beynin vücudu vereceği tepkiye hazırlaması: 0,1 s

Yani 0,1014 saniyede kadının gözbebekleri cevabı verdi.
Bizim onu görmemiz ve bu görüntünün beynimize ulaşması 0,1 s (kadının gözünden ışığın bizim gözümüze ulaşması için geçen süre 0,5/300.000.000 gibi bir sayı olduğu için onu yoksayıyorum, ee ışık hızı diye boşuna dememişler)
Sonuç: Hepi topu 0,2014 saniye, saniyenin 5'tebiri. Vücut neler salgılıyor kimbilir?

Özetle,üniversite sınavları gibi değildir, öyle meraktan çatlatmaz. Bunda girip giremediğiniz 0,2014 saniyede belli olur. Yahu, ilişkiye girip giremediniz demek istedim. Hemen fesatlaşmayın. Sonra beyni donunda olan ben oluyorum.

Neyse, kadının gözünde ışığı gördünüz. Yüzünüze bir gülümseme geldi. O tatlı gerginlik yerini hoş bir heyecan ve rahatlığa bıraktı. Bu gerginlik ve rahatlık arasındaki geçişi size nasıl anlatsam ki? Düşünün ilk adımı atmadan az önce beyninizde çalan müzik Jaws müziğiyken, şimdi Besame Mucho filan çalıyor kafanızda. Tam relaxing şarkıdır. Besssaameee, bessame muuuco (Öp beni, çok öp)

Eee, biraz da o konuşsun artık. Şimdi artık bir iki güzel şey de o söylesin değil mi? Herkes ödülü haketti. O da siz de, işin içinde emek var ne de olsa. Kafada Besame çalarken, kadın konuşmaya başlasın. Fısılda güzelim aşk sözcüklerini kulağıma, haydi:

"T.İ, ben de bir başka hissediyorum senin yanında. Ama bu yola çıkmaya cesaretinin olması... İnan hem şaşırdım hem çok mutlu oldum."

Besame Mucho mu? Neyine lan senin? Kapat! kapat kapat kapat! S.ktimin Besame'siii. Beynim, iç sesim, koyun oğlum Kayahan'dan "Ben nerde yanlış yaptım?"ı. Eziyet et kendine Kayahan'la. Hamur gibi yoğursun beynini Kayahan.

"Ama bu yola çıkmaya cesaretinin olması..."
Ne yolu yahu? Hangi yola çıkıyoruz? Baharat yolu mu? İpek Yolu mu? Neyin cesareti ayrıca, İstanbul'u mu kuşatıyoruz. Düşman hudutlara mı dayandı? N'oldu?

Yok güzelim yok. Benim bi cesaretim filan yok. Noluyoruz ya? Ünlü Türk düşünürü Lafonten der ki: "İlişkilerde cesaretin sonu esarettir." Çok büyük bi' düşünür değil de, bazen böyle önemli laflar eder. İlişkide ciddiyet ve cesareti ayırıyorum ben. Şahsen her ilişkimde çok ciddiyim diyebilirim.

Güzelim tamam, büyük bir ciddiyetle yaşayalım, amaaa, bir sincap gibi mesela... Ne kadar anlatabildim bilmiyorum. Yola çıkmaya cesaret filan, sakin olalım. Cesaret kelimesini ilişkiler için kullanırken dikkatli olmak lazım. Cesur, atılgan vs. olmak iyidir. Hayatın her alanında. Burada bahsettiğimiz aynı şey değil ama, erkekler beni çok daha kolay anlayacaklardır. Hanımları bilmem. Kadınlar ciddi ilişkilerin (ya da ciddi olmaya ilişkilerin) içini erkeklere göre çok daha hızlı boşaltıyorlar aslında. Erkeklerin bu konudaki kötü şöhreti ise kadınlarla yarışamaz bile. Niye öyle lan?

Arkadaşım Lafonten'le Billie Jean'in bir arkadaşı arasında bir yakınlaşma oldu. Bundan sonra kendisininden Cesuryürek (Cesaret yolundan bahsetmiş, o yüzden) diye bahsedeceğim bu hanım, demeyeyim diyorum ama biraz acayip birisi. Billie Jean'in top10 arkadaşından biri değil. Ancak güzellik olarak ilk 3'te olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Sarışın, dümmmdüz saçlı ipek gibi, buğday tenli, kendine dikkat eden, 1,70 boy, fit, burun estetikli, çok güzel olmuş. Hiçbir falso göstermemekle beraber kafa olarak bizden bir hayli uzak. Yanlış kelimeler kullanarak tehlikeli sulara girmek istemiyorum. Kafa olarak bize uzak diyeyim. Siz anlayın.

Ben en baştan dedim, "olmaz olmaz" diye. Billie Jean de, ooo Lafonten bayılır ona filan dedi. Benim kadar tanımadığı için Lafonten'i. Lan Cesuryürek'e kim bayılmaz. Resmen fıstık gibi kız. Adamın rüyasına girer. Tabii bayılır Lafonten. Fakat "Lafonten onunla ilişki yaşayabilir mi onu bilmiyorum." dedim. "Benim gözümde bu kızın açılışı 10 aydan başlar." (Bakın beni yine yanlış anladınız farkında mısınız? Bugün bu iki oldu) Açılışı derken sevgilisiyle "normal bir ilişki yaşıyorum" kafasına gelmesi demek istedim. Biraz fazlaca ehemmiyet veriyor da boş şeylere. Fesatsınız fesat fesat.

Böyle kadınların ilişki statüleri hep "a bit complicated" (Türkçesi: Biraz karışık) olur. Bunu severler. Lafonten de eylem adamıdır, aksiyon adamıdır. Çok fazla oyalanmayı sevmez. Ben mesela daha çok gelirim öyle oyunlara, severim, sınırlamadığım için kendimi. Lafontense kapılır gider. Bana göre daha bir "ya herro ya merro"cudur. İlişkileri daha uzun sürer, ilişkileri sosyal hayatından onu daha çok kopartır falan filan. Bu yüzden bin kat daha dikkatli olması gerekiyor. Koçum benim.

Güzel Cesuryürek, Türkan Şoray kanunlarını solda sıfır bırakacak kanunlarını açıklar açıklamaz Lafonten neye uğradığını şaşırmış tabii, lan n'oluyoruz diye. Hemen ada konseyini topladı. Büyükada'da cumartesi öğlen bir yemek ayarladık. Gündüz. Resmen orası dertleşme mekanımız oldu. Erkek muhabbeti. Ada konseyi oldu o işin de adı :). Denizin üstünde bir restoran var, adını vermeyeyim. Dert yanmak için topladı bizi Lafonten. Adalıdır o zaten, babasının bir evi var orada. 3 erkek toplaştık. Lafonten önce kendi analizlerini anlattı. Cesuryürek'e nasıl deli olduğunu, resmen içinin gittiğini, lakin kadının deli olduğunu. Biz de görüşlerimizi söyledik. Erkek muhabbetinin de tadı tuzu ayrıdır ve size söyleyeyim, rakı masasının çözemeyeceği problem yoktur. Kalktığımızda sorunu kafada bir hayli çözmüştü. Ada konseyi işi sonuca bağlamıştı. Sonuç "Sana hemen aklıbaşında birini bulmamız lazım Lafontenciğim, zaten bi gram beynin var, onu da karılara kaptırıcan yoksa!" "Tamam dedi, haklısınız. Ama sizin beyniniz kaç gram lan .bneler."
"Valla benim beyin seninkinden %20 az çeker Lafonten, açık söylüyorum." dedim.
Üçümüzün beynini toplayınca 2,7 gram filan ediyo işte, anca öyle karar verebiliyoruz. Söyle bakalım. "Şu tekir gibisi var mı?" Ne güzel balık di mi? Lafonten durur ve "Balık gibi abi kız ya, resmen balık".

Bu cevap üzerine biraz önce ettiğim lafı revize etmem gerektiğinin farkındayım.
"Rakı masasının çözemeyecği problem yoktur, en azından bir süreliğine..."

Ben derim ki, rahat olun.

5 DIYECEGIM ODUR Kİ...:

"leb" demeden... dedi ki...

not: ben de son hamleyi yapan erkeklere bayılırım T.İ.

aeiou dedi ki...

aha ben. hop diye deliren, delirince delirten, başlamadan herşeyin içine sıçan kadın modeli. çözümü yok bu kadınların. ama seveni de bulunuyor arada. yani bana denk gelmedi ama vardır elbet biryerlerde ahah :DDD

Adsız dedi ki...

Bir şeyleri "esaret" olarak adlandıran erkeklerle çevrili iken etrafınız, kendinizi bu kadar kıymetsiz bulmanızı almıyor aklım kadınlar! Allah bilir, kendine "bayan" diyen güruhtansınızdır!

Bi rahat olun, adam doğru söylüyor. Bi bekleyin, boşuna edilmiyor o beylik laflar, tavşan kaç, tazı tut. Bırakın bi nefes nefese kalsın. Aşktan bi Ferhat, bi Kerem, bi de Mecnun ölmüş. Siz ölmezsiniz yani. Hayatta ilgilenecek beşyüzbinmilyon tane şey var, gidin onlara yoğunlaşmaya çalışın. Kafayı hoşlandığınız erkekle bozacağınıza hayata karışın. Karışın ki kıymetli olun. Siz kıymet vermezseniz kendinize, onlar hiiiç vermez.

Acımasızlık filan da iyidir. Kaç milyar insan yaşıyordu bu dünyada? 6? Yarısı erkek? 1000'de 999'u çeşitli nedenlerden uygunsuz. Hala ne kadar çok ihtimal var, farkında mısınız? Böyle sohbetlere meze olmamak lazım. Mal olmayın hanımlar, mümkünse (ve tabi varsa) aklınızı kullanın. Pembe panjur birkaç yüz yıl öncede kaldı, bi uyanın artık.

aeiou dedi ki...

ben adamı sevmiyorsam niye kastırayım ki adamcağızı. mantıksız. ne bekleyecem, bir an önce sevişelim işte. madem benden hoşlanıyor, ben de ondan hoşlanıyorum, niye bekliyim yani? dünyada sevişmekten, beraber olmaktan güzel şey var mı? trip mrip bilmiyorum walla... gerçi kendime ben de bu trip kafalarını uzun süredir öğretmeye çalışıyorum ama biraz kalın kafalıyız biz bu tipteki "kadınlar" ahaha :D ama eğlenceliyizdir walla hep bizi hatırlar erkekler geçmişlerine bakınca heheh bu da bi gerçek :D
blogumu okuyun tavsiye ederim. :P

Talisman dedi ki...

Belki de kızcağız sadece şunu demek istiyor:

"I keep a close watch on this heart of mine
I keep my eyes wide open all the time.
I keep the ends out for the tie that binds
because you're mine,
I walk the line "
Dediği yol Johny abimizin kastettiği yoldur belki.
Anlamadan dinlemeden yargılayın kızı.
Bir de bulunmaz hint kumaşları ya, millet kafesleme derdinde. Bu erkek egosunu tüm toplum elbirliği ile besliyoruz tabii, o da ayrı.

 


TEHLİKELİ İLİŞKİLER © 2008. Design by: Pocket