24 Kasım 2009 Salı

Oyunu Açmak - Pusu

Eğer okumadıysanız Bu yazıyı okumaya başlamadan önce, bir önceki yazıyı okumanız gerekmektedir.

Normalde şöyle bir geyik vardır. Diyelim ki iki arkadaşını çiftleştirmek istersin. Bu durum sürekli öyle bir hazırlanır ki, "Aaa bak, Aylin'in haberi yok valla.", "Aaa Okan'a hiçbir şey söylemedim; heyecanlanıyor o şekilde, doğal davransın diye" filan. Güya ikisinin de haberi olmaz bu durumdan. Ancak %99,9 ikisinin de haberi vardır. Bu salak kandırmacayı herkes oynar. Mağdurita ve Carlos'un hakikaten haberleri yoktu. Benim, biraz dolaylı da olsa Limbo'nun kurduğu net bir pusu bu. Oyunu Açmak Pusu, adını işte bu durumdan alır.
Mekana vardık. Oturduk. PuCCa geçen yazmıştı, başlık çok hoşuma gitmişti. Durum resmen, üçünüze üçümüz bayram etsin çükümüz.



Oturmadan önce restoranda hızlı bir çevre taraması. Hanımlar bakın bir restorana gidildiğinde yanınızdaki erkeğin beyni nasıl işliyor?

O sırada erkek beyni:
Dıt dıt dıt, saat 4 yönünde sarışın: 6,8 (sevgilisi var, Allah bağışlasın), dırı dırı dıt: Yan masada sırtı dönük kumral, yüzünü göremedim ama umut vaadediyor (yalnız gibi, iki kız arkadaşıyla gelmiş, tuvaletten erkek arkadaşı gelip gelmeyecek mi kontrol et). Dırı dıt dıt dıt: Uzak köşe, saat 9 yönü, esmer bomba, iki kız bir erkek (acaba erkek hangisinin yavuklusu), Viyuv viyuv viyuv viyuv viyuv (red alert): Saat 11 yönünde, 8-9 kadınlı bir masa, Modern kına gecesi konsepti olabilir. Şimdilik tek tek analiz etmeye vakit yok, çıkar ordan bişeyler. Mission complete! Bip!

Beyin, bu işi bir bilemedin iki saniyede tamamlamak zorundadır. Çünkü asıl iş bu işlemden sonra başlar, ve gerçekten zaman saniyeler mertebesindedir.

İşte şimdi:

Tık tık tık tık tık bütün dişi varlıkların "T.İ maps" uygulamasına yerleştirilmesi ve masanın tangi tarafına oturacağımın kararı. Bakın. Yıllarımı verdim, mühendis oldum. Sanırım hayatımda tek gerçek mühendislik yaptığım anlar o anlar. Aman yarabbim, ne analizler, ne ince detaylar, ne hız, o ne açı hesapları, o ne trigonometri. Eee onun da adını boşuna kosinüs koymamışlar. Bi amaca hizmet etmese mosinüs, fosinüs filan olurdu. Niye kosinüs? Sebep sonuç ilişkilerini kurmak lazım.

Neyse, bu kadar yazdığıma bakmayın. bu mekanizmanın toplam işleme süreci toplasan 5-10 saniye. Nereye oturacağım konusunda bir de şöyle bir detay var, Mağdurita'yla karşılıklı oturmak istemiyorum. Yanyana zaten hiç istemiyorum. 8'li grubu da görmem lazım. Bir şey olacağından değil belki ama gözümün önünde olsunlar ne var yani.

İşte insan beynini çok zorlayan pozisyonlar. İşim o sırada sırf nereye oturacağım diye düşünmek olsa, mevzu değil. Ancak insanları tanıştırmak, hal hatır sormak filan gibi görevler de üzerimde.

Durum raporu:

Yerleştik.
1-
Çaprazdaki iki kız bir erkekli masayı tam göremiyorum, ancak yerim iyi, esmer bombanın yüzü bazen aradan çakıyor. Aradaki masadaki oturanlardan biri arkasına yaslanınca tık diye kızın yüzü çakıyor aradan, flash gibi. Kara flashım benim.

2- 8'li gruba doğru pozisyondayım. Masaya hakimim.

O kumralın erkek arkadaşı tuvaletteymiş. Görevi iptal emri.

3- Haa, asıl durumu söylemedim. Margarita, tam karşıma oturdu .mına koyim. Onların da (Pembe Panter ve Mağdurita) eli armut toplamıyo tabii ki. Bir strateji geliştirmişler. Ben onu hesaba katamamıştım. O ilk merhaba öpüşmesi sırasında, herkes ayağa kalktığında onlar da çok iyi pozisyon aldılar. Sırayla öpüşürken ben bi' anda bir hava boşluğuna girdim. Türbülans anından sıyrıldığım an, herkes bir sandalyenin başındaydı. Hasiktir.


Eee, dediğim gibi biz düşünüyoruz da kadınlar düşünmüyor mu? Aslında oturma sistemine bakıldığında karşılaşmanın ilk ciddi akınları Pembe Panter ve Mağdurita'dan geldi. Kalemde tehlikeler var, gol yok.
Bi de Mağdurita'yla 6'lı masanın ortasında değiliz, karşılıklı olarak en sağındayız. Çok tehlikeli. Sanki bunları bir başbaşa bırakırız konuşurlar modu olabilir. Allah korusun.

Muhabbet başladı. Herkes rakı, Mağdurita dışında. o Kırmızı şarap istiyormuş. Koçum Carlos, şarap önerdi. Masa şekillenmeye başladı. Belli ki Pembe Panter, bütün gece bir bardak rakıyı bitiremeyecek. Mağduritaysa içiyor. Tam tersini yeğlerdim. Pembe'nin iğnelerinden Mağdurita'dan çok korkuyorum çünkü. Derken Limbo sazı aldı. Bu Pembe'yle Mağdurita'nın şirketten ortak bi tanıdıkları
çıktı. Limbo onun taklidini yaptı. Çok güzel gidiyor.

O sırada Carlos çişe kalktı. Ben de kalktım. Hem benim de gelmişti, hem de Carlos'u bir yoklayacağım. 8'i bi yerdenin yanından da geçtim. Biri çok güzel. Ama elim kolum bağlı, onunla uğraşabilecek durumda değilim. Kalemde gol görmdeden geceyi tamamlasam iyi. Ama kız da ne güzelmiş. Limbo'yu o masaya mı tahsis etsem. Hemen de kaynaşır ha. Neyse tuvalete girdim. Carlos hemen atladı. "Olm sen bana bu kızı niye söylemiyorsun. Kaç yaşında bu kız, nerede oturuyor moturuyor." Soruyor da soruyor. Pusunun ilk ayağı anladığım kadarı ile tamam.

Bunun gibi bir masa, böyle bi uzakdoğu yemeği konsepti yok ama hava bu. Resim alıntıdır.


Masaya döndüğümüzdeki manzara süper. Bu sefer de Mağdurita'yla Pembe Panter masada değil. Resmen satranç. Kasparov-Karpov mücadelesinin geri dönüşünü kutluyoruz gibi.
Ne konuştular bilmiyorum, ama makyajlar tazelenmiş. Bravo. Limbo, bana laf çakıp çakıp duruyo ama o enerjisini biraz gözaltlarına yöneltse ya. Bak ne güzel omuş kızlar.
Muhabbet genelde iş miş. Bu grubun nasıl bir araya geldiği, daha doğrusu işin en en en kökeni hiç konuşulmuyor. Süper. O tatil sanki hiç yapılmadı.

Sona doğru...

Hani gecenin sonlarına doğru masalarda bir yavşama olur.
Birisi tuvalete gider, sen tuvaletten dönünce onun yerine oturursun. O gelir sonra senin yerine oturur masa karışır filan. Ben maç sonu taktiği olarak onu belirlemiştim. Maçı 0-0'da tutup. Sonlarda masada yerleşim kaosu yaratmak, olursa bir golle üç puan. Olmazsa 0-0'a da razıyım. Gerginlik çıkıp İlker'in işi bozulmasın. Bakın hiç onlardan bahsetmedim. İlker'le Pembe Panter olmuş. Aha buraya yazıyorum onlar evlenir. İlker paralize çünkü. Bu geceden sonra o ilk "biz neyiz ya, tanımlama problemimiz var. çok iyi anlaşıyoruz ama..." sendromu biter. Gecenin sonunda öpüşürler gibi geliyor.

Son dakikalar tam istediğim gibi geçti. Ben İlker'in yerine geçip Pembe Panter'le saçma sapan bir muhabbet açtım. Azıcık da bile bile ters fikirler attım ki ona muhabbet uzasın diye filan. Kitledim onu. Limbo şova başladı. Şovu, geceye burada değil bilmemnerede devam edelim diyerek noktaladı. Carlos gaz, bıraksak bütün hesabı o ödeyecek. Rica minnet eline bir şeyler tutuşturduk. Restorandan çıktık. Elveda, esmer, elveda mahşerin 8 atlısı. Mağdurita hafiften sallanıyordu zaten. Zom değil, ama kafa güzel. Taksi tutalım dediler. Limbo "yok dedi. Sığarız T.İ'ın arabaya. Arkaya dört sığarız, üç kızız zaten. " 15-20 saniye sonra da bana "Ben de arabada bu kızı Carlos'un kucağına oturtmazsam bana da Limbo demesinler" dedi. Ben resmen koptum, gülme krizine girdim.

Arabadayız...

Arabaya bindik. Yanıma İlker oturdu. Soldan sağa geri dörtlüyü sayıyorum. Pembe Panter (tam arkam), Limbo, Mağdurita, Carlos. Dikizden bakıyorum. Çok komikler. Sonra Limbo ah ah ah filan gibi bir ses çıkardı. Herkes noldu dedi. Sonra yok bişi yok yok yok devam dedi o da. 2 dakika sonra bir daha Aaa aaagh nidaları eşliğinde, sağ bacağından bilmemne ameliyatı olduğunu, herhalde bilmemne krampı girdiğini söyledi. Yuuuh :).

Eee, Limbo rahat etsin diye tahmin edin ne oldu. İlker koltuğunu iyice öne aldı. Mağdurita da elbette hop çıkıverdi yanındaki arkadaşın üstüne... Kucağına diyemeyeceğim, çünkü çok üstüruplu oturdu. Dizlerinin en önüne. Bravo.

Limbo'yu da kabak gibi aynadan görüyorum. Göz göze filan geliyoruz.

Yeni mekana gittik. Ben çevre taraması yapmadım. Limbo'ya tapınmakla meşguldüm çünkü. Carlos'u yalnız yakaladığım bir an ona kızın Margarita'dan çok hoşlandığı bilgisini sızdırdım. Pusunun ince ayarları da tamamdı.

Oyun açılmıştı. Kanatlara yayılmıştı. Carlos'la İlker de eşek değiller ya. Çalıştırırlar artık o kanalı.

10 dakika sonra Limbo'yla dans ederken, Mağdurita'yı gördüm. Elinde bir Margarita vardı.
Evet o artık yine Margarita'ydı Mağdurita değil.

19 DIYECEGIM ODUR Kİ...:

T.I dedi ki...

Ulan yine mi çok uzun. Kese kese bu kadar. Özür.

küfkedisi dedi ki...

ya bırak şu uzun yazı takıntısını bence çok eğlenceli, herkes memnun halinden. bu arada limbo süper hatun bayıldım:)

seciloc dedi ki...

bence kısa bile olmuş :)) anlatım güzel olunca bir çırpıda okunuyor :)))) gözümün önünde oluşturduğum araba sahnesine çok güldüm :)))

Adsız dedi ki...

ders niteliğinde olmuş. tebrikler :)

VodviL dedi ki...

T.İ uzun yazma upuzuuun yaz, yaz ulan:D, limbo her gruba lazım nasıl güldüm nasıl xD

T.I dedi ki...

@Vodvil: Teşekkürler. Blogging enteresan bir dünya. Yazmak bir şekilde emek harcamak da demek. Okunsun da istiyor insan uğraştığı şey. Bakıp kaçmasın insanlar diye. eleştiriler de alıyorum uzun olduğu için.

@Adsız: Ders vermek haddim değil. O kadar hanım var; bu konuyla ilgili daha önce de yazmıştım. :P

@Seciloc: Araba sahnesinin asıl komik kısmı benim Limbo'yla aynadan göz göze gelişlerimdi. Onu çok detaylı anlatamadım. Yelloz çıkartmış kızı herifin dizine geniş geniş oturuyo. Bi de bana bakıyo. Ben kendimi tutamayıp gülüyorum. Bunda var ya tık yok. Ben gülünce bi de sağa sola. "Ay bu da çok sarhoş mu oldu bindik arabasına ama" filan diye nası ciddi. Sanki kendi kendime gülüyormuşum havası yaratıyor.

@Küfkedisi: Dediğim gibi takıntı değil tam olarak. Yine içimden geldiği gibi yazıyorum merak etmeyiniz. Hepsini yazıyorum. Kısaltıyorum sonra. Tehlikeli İlişkiler'in DVD'si çıkarsa bonus material'ın içinden çıkacak zımbırtılar gibi. :)

Sevgiler.
T.İ

semmy dedi ki...

on numara olmuş:)) carlostan iş çıkar bence...

xpeeR dedi ki...

şimdi şu Mekanlara giriş sahnelerin biraz abaza bakış açısı oluyor ama ^^ yinede guzel emeğine sağlık, uzunda değil yazıların bosver eleştirileri x)
carlos margaritaya çakar bu arada x)

T.I dedi ki...

Valla çevrendeki güzel kadınları tespit etmek mi? Yoksa seksten "çakmak" diye bahsetmek mi abaza bakış açısıdır bilemedim açıkçası.
Beğenmene sevindim.
Teşekkürler.

Adsız dedi ki...

Nerelerdesn özlettin kendini merakla bekliyoruz gelişmeleri:)))

T.I dedi ki...

Merhaba;

İşlerim çok yoğun (aman yoğun olsun). Şimdi vakit ayırsam blog'a P.storoz beni Djemba Djemba'dan tavana asar. Bu sebeple özürlerimi sunarım. Bugün yarın yazacağım. Neyi yazacağıma karar verdim çünkü. İşin benim için en büyük kısmı o zaten. Oturunca tıkır tıkır gidiyor. En geç yarın, söz.

T.İ
Çok teşekkürler ilginiz için.

Adsız dedi ki...

Saptamaların süper, cidden. Farkındalığım arttı sayende :) Puanlama sistemini de beğendim ama insan bir yandan da "ulan bana kaç verir bu ti -ya da tersi- diye düşünüyor. Bizim çoko da süper penis çizer, valla. Şööle adama bi baksın şıppadanak çizer hep birlikte yarılız mevzu olur. Bundan böyle çokonun çizimlerine puanlama da eşlik edecek :) Objektif ve ölçülebilir olalım yargılarımızda di mi?
Yazmaya devam et.

Adsız dedi ki...

Yazsana ya, iki hafta olmuş son yazını yazalı. Hergün yazma -hepimizin işi gücü var- onu anlarım da iki haftada bir bile yazamayacaksan bu blog işi zor sanki.

T.I dedi ki...

Ya aralık çok gıcık bir ay. Gün içinde hiç vakit bulamıyorum gibi bir şey. Ortak da gitti, 15 gündür yok. Yarın geliyor çok şükür. Ne çok iş yapıyomuş o p.zevenk.

Bu akşam iniyor uçağı. İner inmez kadehimi doldurup gelmesinin şerefine bir yazı yazacağım. Azıcık alkollü yazıcam. Daha bi güzel oluyor.

Çok seviyorum ben de blogu ama ihmal ettim biraz. Haklısınız. En kısa sürede telafi edeceğim. Bir sonraki yazacağımın genel çerçevesini de çizeyim hatta.
Daha önce değinmediğim önemli bir konu:

"Eski sevgiliyle yeniden birlikte olmak!"

Adsız dedi ki...

ya nerdesin artık kkızmaya basladk yzıcam dedn 1hafta 4 gun geçti yoksun hala a a a a amaaaaaa

werther dedi ki...

korkuyorum bişey oldu çocuğa

"leb" demeden... dedi ki...

ekipten en az 3 kadını ve 2 erkeği tanıyorum. :şok:

T.I dedi ki...

Nasıl yani, hangi ekipten? Mahşerin 8 atlısından mı? Birini hala aklımdan çıkaramadım.

"leb" demeden... dedi ki...

yok sizin ekipten... hatta limbo ben olabilirim .)))

iyimiş. yok birbirimizden farkımız yahu .)))

 


TEHLİKELİ İLİŞKİLER © 2008. Design by: Pocket