14 Ekim 2009 Çarşamba

Başlamadan biten ilişkiler... Almak vermek!

Koca koca profesörler çıkıyorlar televizyona, billboard'lara. Ne diyorlar? Sorarım size. Ne diyorlar? Alın, verin diyorlar. Alın verin, bu kadar basit. Bu reklamlardan kadınların alacağı çok ders olduğunu düşünüyorum. Bu güzel hayat görüşünü ekonomiyle sınırlı tutmak büyük haksızlık. Alın, verin, .....'ya can verin. Alın verin ekonomiye can verin. Alın verin, endüstriye can verin. Alın verin, T.İ'ya can verin.

Yazıya böyle başladım çünkü,
Daha önce de söylemiştim. Kadınların, seks yapmayı erkeklere karşı bir koz olarak kullanmasına acayip sinir oluyorum. Bu n'iye böyle olagelmiş yıllardır ya, nası bi saçmalıktır bu. İnsanlık buna nasıl dur dememiş inanamıyorum.

Bir Türk filmi vardı, Kadir İnanır, Hülya Koçyiğit, Halit Akçatepe, Halit Akçatepe'nin şişman karısı, Perran Kutman... Bir apartman, apartmanın sakinleri şu kadrodan oluşuyor: Leyla'la Mecnun, Ferhat'la Şirin, Kerem ile Aslı, bi de Karacaoğlan tiplemesi vardı. Komik bir filmdi. Vallaha da buldum afişini.

hatırlar mısınız?


Filmde habire Leyla'yla Mecnun tartışıyordu, onların ilişkilerinden çevre ilişkiler de etkileniyordu filan. Sonra büyük bir tartışmanın ardından büyük bir kopuş yaşıyorlarlardı. Bu büyük kopuşla beraber Leyla (Hülya Koçyiğit) nezdinde kadınlar, Mecnun (Deli Kadir) nezdinde de erkekler birleşip birbirlerine savaş ilan ediyordu.
Sonra filmin olayı kadınlar ve erkeklerin birbirlerine türlü ibnelikler edişlerine dönüşüyordu. Erkekler bağırma çağırma, kaynanaya sövme gibi küçük hesaplar peşindeyken kadınlar cezayı kesiyordu: Seks Ambargosu!
Kafalarımıza kazınan şeye bak. Kadınlar, erkekleri seksle terbiye eder.

Bu kadar kıvranmamın, bu konuları açmamın sebebi açık. Çünkü geçen hafta resmen am demeden ambargoya tosladım. Bir kızın peşindey(d)im. Bu aralar kafayı taktım. Birkaç haftadır bir acayip yazılar yazmamın da sebebi de sanırım bu kız. Adı Demet, kod adıysa Mathilda. Adı, Natalie Portman'a benzerliği yüzünden Mathilda kaldı. Fakat adı Mathilda deyince ama akıllar Leon'a gitmesin. Natalie Portman'ın O Boleyn Kızı'ndaki tipine benziyor. Ne güzel kız ya, kafayı yiyeceğim. Ama çok problemli çok. Mahvetti beni. Anlatayım.

Bir arkadaşımın düğününde gördüm. Düğününe gittiğim arkadaşım çok yakın bir arkadaşım değil. Hatta son iki sene içerisinde ilk kez düğününde görüyorum diyebilirim. Evlendiği kızı hiç görmemiştim bile. Düğünlerine gittim. Mathilda da kızın bir arkadaşıymış, ama o da öyle çok samimi bir arkadaşı değil kızın. Kötü şans. Ben zaten bir gördüm "aha dedim tamam". Birkaç kesişmeye rağmen önce biraz alkol alınsın ortam yumuşasın diye bekleyip hamle etmedim. Hıyarlık parayla mı. Bi süre sonra düğün büyük karambole dönüştü. İpin ucu kaçtı. Akılsız başın derdini kim çeker? Djemba Djemba.

Mathilda minyon kasa, 8,1 civarı. Minimum 8,1. Güzel elbiseyle filan adamı ağlatır. Gerektiğinde açarım ensemi boynumu bitirim seni T.İ dercesine bir uzunluktaki, kısa mı uzun mu karar veremeyeceğim kestane saçlar. Hep küçük, güzel küpeler. Acayip çıtı pıtı bir beden. O bedenden beklenmeyecek kadar geniş, ama fena halde zarif yuvarlanarak "sakin ol ve küçük küçük öp" diyen omuzlar. Geniş omuzların daha da ortaya çıkardığı o bel kavisi. Hokka gibi ağız burun, gerdanda bir ben. İncecik bilekler. Genelde elbise, nadiren pantolon bir tarz. Pantolon giyerse de mutlaka daracık paçalar. Hatta paça bile yok hep açıkta bilekler. Tabi havalar da daha soğumadı o kadar gözlemleyemedim. Kışın çizmeci olabilir. [Resim Nat. Portman, güzeller güzelidir valla]

Neyse,

Düğün sonrasında bağlantı köprüleri araştır, araştır. İşin içinden çıkamadım. Ne yapsam damdan düşme olacak. Hiç hiç hiç istemediğim halde facebook'a sarıldım. Ordan da ulaşmak kolay değil ki. Benim manyak arkadaşımın facebook hesabı olsa arkadaşlarıdan bulurum. Ama yok herifin facebook'u. Resmen facebook'tan sondajla buldum çıkardım kızı. Ne yazsam kıro olacak. Düşündüm taşındım: "N'aber Mathilda?" yazdım. Çok adi bi adamım, biliyorum :). Mathilda güzel isim. Çok sıcak. N'iye olduğunu bilmiyorum ama bütün kadınların bu ismi sevebileceğini düşünüyorum, hatta sanırım hepsi seviyorlar. Sıcak bir başlangıç. O da bayılmış zaten kod adına. "Senden n'aber?" dedi ve zorlu maraton başladı. Ben onu Natalie Portman'a çok benzettiğimi, o yüzden Mathilda dediğimi, o gece bir türlü konuşma fırsatı bulamadığımızı filan söyleyip bir iki gün içerisinde telefonunu aldıktan sonra standart prosedürümü uyguladım. Onlarda da biraz zorladı da detaya girmeyeceğim.

Ortak sosyal ortamımız neredeyse hiç olmadığı için bir türlü muhabbet bir ortam yaratamadım. Biraz da ilişki muhafazakarı bir tip olduğunu anladım zaten 4-5 günlük bir süreçte. İlişki muhafazakarı derken ne demek istedim. Onu açayım. Yani, dış görünüş, hal ve hareketler çok modern, fakat iş erkeklere gelince çok tutucu. E tutucuysa iyi diyeceksiniz. Öyle demek istemedim, muhafazakar demek istedim.

Ben iyi niyetliyim. Kızla bir sevgili ilişkisi yaşamak istiyorum. O naza çekiyor. Bunlar kabulüm, yıllardır süregelen prosedürler. İyi gidiyor, "tamam güzelim acayip tatlı bir şeysin sen". Senin kurallarına göre oynuyorum bak derken. "T.İ seninle çıkmaya başlasak bile uzunca bir süre seks hayatımız olmaz" gibi bir laf etti. İnanılmaz sinir oldum. Biliyorum söylediğinin gerçeklik payının olamayacağını, ille bir çaresi bulunur da. Bunu daha başlamamış bir ilişkide bu şekilde konumlandırmasına dayanamadım. O geceden sonra aramadım hiç. O da aramadı. Şimdi biliyorum ki o "Seks yapmam deyinceee, nası soğudu. Neyin peşinde olduğu belli oldu." gözüyle bakıyordur. Ancak alakası yok. Vallahi içimden gelmiyor. Ben kendimi biliyorum. Ayrıca seksin de peşindeyiz tabii, onu seksi bulmasam daha mı iyi ki. Bunu mu tercih eder.


Çocukken bir oyun oynardık. Adam almak için. İki takımın kaptanı çıkar adım alışırdı. Kızlar da lastik oynarken takım belirlemek için kullanırdı. Hoop Güm değil, öbürü. "Aldım verdim ben seni yendim". Aldım verdim oyununda tam adım, yarım adım, bi de buçuklu adımlar vardı. O buçuklar büyük ibnelikti, milim milim gider. Küçücük küçük atılan adımlar son saniyelerdeki olayı iyi ayarlamak için atılırdı. Hah işte ben bu kıza doğru "Aldım verdim ben seni yendim" derken ve adımlarımı 44 numara ayaklarımla kocaman kocaman tam adımlar olarak atarken Mathilda bana o güzel 36'larla hep buçuklu buçuklu atıp ayar yapmaya çalıştı, ve hep "Alamazsın, veremezsin, sen beni yenemezsin"i söyleyen taraf oldu.

Halbuki ne diyor hocalarımız. "Alın, verin .....'ya can verin"
Benden bu kadar.

26 DIYECEGIM ODUR Kİ...:

VodviL dedi ki...

seks ambargosunu ilk uygulayan insanın suçu hep, ilk o yaptı sonra partneri sevişmek için bir jest yaptı o da dediki bugüne kadar ota boka sevişiyorduk bi sevişmek yok dedim jeste bak ayy aylin sende yap diyerekten diyereğe geldi günümüze.

T.İ seninle çıkmaya başlasak bile uzunca bir süre seks hayatımız olmaz"
bence dünyanın en aptal cümlesi ve bunu kullanan o kadar kişi varki bazen bunu düşünüp ağlarım. x)

güzel hikayeydi T.İ x) çok eğlendirdin yine xD

Arif dedi ki...

Kendimi okudum bir an ya... Demek ki bunu kızlar çok yapıyor!
Helal..

Adsız dedi ki...

Sonunu çok güzel bağlamışsın. tebrik ederim.

n dedi ki...

Boyle pesin pazarlik mi olur yahu? Boyyk.

T.I dedi ki...

Bu kadar net bir dille söylenmedi tabii ki de, ben aldım mesajı.

fatosh dedi ki...

kesin öyle düsündü , "vermem diyince bak nası kactı" demistir.. e ne olucak bu arkadasımız "iyiki olmamıs hep böyleleri dolasıyo etrafta" diyecek ve bi dahaki adayada aynı tarzda yaklasacak, hatta bunu diger kız arkadaslarına da anlatacak ve bu tutum nesilden nesile devam edicek, ama sen anlatsan nasıl komik göründügünü dısardan durumun, belki hakkatten Matildan da kendini sorgulayacaki toplum kalkınacak, ekonomik anlamda..

Talisman dedi ki...

Valla ben Natalie Portman gibi kadın bulsam (kadın halimle) bir parça beklemeyi göze alırdım açıkçası. Ona bunu söyleten şeyin ne olduğuna da kafa yorardım. Gerçekten ciddi ilgim varsa.
Yani kız haklı da olabilir. Hem illa bunu kendini naza çekmek için söylemiyor olabilir. Ultra modern bile olsa bir insan biraz süre geçtikten sonra bazı şeyleri yaşamak isteyebilir. Kadın- erkek, Türkiye- Avrupa farketmeden. Çabuk etiketlemişin sanki.

Talisman dedi ki...

Bir de size bir doz Erich Fromm öneririm, "Sevgi ve şiddetin kaynağı" .

Adsız dedi ki...

Bu şey tarzı biraz, hani ben zamanında çok çektim tarzı kadın. Bana öyle geldi. Şimdiden bu laflarla kalkanlarını hazırlıyor, belki de bütün ilişki böyle kontrollü geçecek onun için. Ve eğer sen ilişki olur da, bir hata yaparsan güven kısmında hep bu gözle bakabilir ya da sen onun için ''işte hayatımda yeni bir anlayış'' etabını tutturabilirsin. Kıvam önemli. Kasvetli gibi görünen değişik bir macera. Merak ediyorum, bakalım neler olacak.

T.I dedi ki...

@ Talisman: Ben bu blogu yazmaya başlarken, hanım okuyuculardan tepkiler alacağımı biliyordum. Anlaşılmamayı kabul ediyorum, ancak açıkçası yanlış anlaşılmaya tahammül edemiyorum. İşin insani boyutu hakkında oldukça hassasım. Asla kabul etmiyorum bana Erich Fromm okumamı önermenizi. Her suçlamaya ok'im. Ancak "verdi, vermedi"ler yüzünden bu şekilde yargılanmayı hazmedemiyorum. Ben de size yine Erich Fromm'un "cinsellik ve cinsel sapmalar"ını ben de size öneririm." Sorunların kaynağını anlayabilmek açısından. Bunun savunulabilir bir tarafı yok. Biraz düşünmek yeter.

Sevgiler.
T.İ

T.I dedi ki...

Yine @ Talisman: Bana Fromm önermenizi kabullenemiyorum derken oo hoo ben onları aştım demek gibi bir ukalalıktan değil. Lütfen anlayın. Demek istiyorum ki, çoğunluğun kabul ettiği şeyler her zaman doğru olmak zorunda değildir. Bunu böyle yapmayan toplumlar da var.

T.I dedi ki...

@Fatosh: Kendini ateşe at diyorsun yani? :)

@Vodvil: O kişiyi bi bulursaaam...

Talisman dedi ki...

Seni bir şekilde kırdıysam özür dilerim. Niyetim o değil. Ama bana zaten yaklaşımın çok çoğunluk geliyor. Aykırı gelmiyor. Yani tüm ilişki anlayışın. Kadınlara tavrınla herhangi bir "ürün" e tavrın çok farklı gelmiyor. Sınıflandırıyorsun, etiketliyorsun, bozuk çıkınca atıyorsun. Fromm bunu tarifliyor sadece. İşin ahlaki boyutunda değilim. Seni ahlaksız filan bulmuyorum. Sexin bu şekilde konu edilmesi de savunduğum birşey değil, koz olarak kullanılması da. Ama zemin de hazır aslında bunun için. Bunu diyorum. Yani sen pazara çıkarsan ve kafana göre ürün ararsan, o ürünün kendini ağırdan satması da doğal. Zincirleme birşey. Bir de şu var, kızın niyetinden emin de değilsin, şans ver diyorum.
Fromm u ukalalık olarak önermedim. Gerçekten okunmasını herkese tavsiye ederim.
Ya ayrıca birşey daha belirteyim kendimi bu çoğunluktan (senin de içinde olduğun) çok da ayrık bir yerde tutmuyorum. Ben de bu işin içindeyim. Çıkabilenlere imreniyorum.
Meramımı anlatamamış olabilirim. Sadece şunu tekrarlıyım, niyetim kırmak asla değil.

Talisman dedi ki...

Bu arada önerdiğin Fromm kitabını araştırdım. Şöyle bir alıntı var:

"Günümüz toplumu her konuda olduğu gibi cinsellik alanında da yanlışların içinde. Bastırılan ve yasaklanan cinsellik de insanları mutlu edemiyor, serbest ve özgür bırakılan cinsellik de. Çünkü insanların olaya bakışları yanlış. Karşı cinsi bir rakip, düşman ve en önemlisi bir "yabancı" gibi görüp, ona yararlanılması gereken bir nesne gözüyle bakıyoruz. Tıpkı doğaya ve hayata yaptığımız gibi. Ne insan, ne de onun cinselliği bir mal, bir meta ve bir tüketim aracı değildir. Ona sahip olunamaz ve o "elde edilemez"."

Hah işte, demek istediğim tam da bu.

Talisman dedi ki...

Bir ekleme daha :)
Erkekler kadını mal gibi görüyor kadınlar ala demiyorum. Kadınlar da erkekleri gayet mal gibi görüyor. Herkes bu işin içinde.
Yani 44 lük adımlar atmak yetmiyor, oyuna girmemek gerek. Nasıl? Bilmem?

fatosh dedi ki...

"sen yanmassan ben yanmazsam nası cıkar karanlıklar aydınlıga", gerci senin burda yaptıgın da bi cesit misyonerlik, blogunu okuyan kadınları degistirmek adına, ama matilda bu blogu okur mu acaba yada bakar bakar evet iste tam düsündügüm gibi mi der?!!
merak ettim hic blogunu okuyan bi kadınla karsılastın mı? ama tabi senin T.İ oldugunu bilmeyecek, yada bu blog mevzuuuna hic girmez misin? yani kadın gözüyle buranın nası göründügüne dair bi canlı ögrnegin varmı?

fatosh dedi ki...

"sen yanmassan ben yanmazsam nası cıkar karanlıklar aydınlıga", gerci senin burda yaptıgın da bi cesit misyonerlik, blogunu okuyan kadınları degistirmek adına, ama matilda bu blogu okur mu acaba yada bakar bakar evet iste tam düsündügüm gibi mi der?!!
merak ettim hic blogunu okuyan bi kadınla karsılastın mı? ama tabi senin T.İ oldugunu bilmeyecek, yada bu blog mevzuuuna hic girmez misin? yani kadın gözüyle buranın nası göründügüne dair bi canlı ögrnegin varmı?

küfkedisi dedi ki...

Kadın olarak ben mi çok erkek gibi düşünüyorum uzun süredir kafa yoruyorum buna, yazdıklarına katıldığımdan olsa gerek. Senin Matilda bu cümleyi kurarak hem kendini basitleştirmiş bence hem de belki de güzel olabilecek bir ilişkiyi kaçırmış. Bu tarz bir düşüncesi varsa bile pat diye söylemez ki insan, bunu engelleyebilecek o kadar akılcı oyunlar var ki. Ayrıca bu tarz olaylarda süre mi aradaki çekim mi önemli bunu durup bir düşünmek gerek. Planlı programlı mı yapılır her sevişmemiz.

T.I dedi ki...

Diyecek çok şey var:
@Talisman: Kızıp bozulmadım zaten. Elbette kırılmam fikir münakaşasında. Aslında uzlaşmaya başladık bile:

"Ne insan, ne de onun cinselliği bir mal, bir meta ve bir tüketim aracı değildir. Ona sahip olunamaz ve o elde edilemez"

İşte kadınlar cinselliklerini yaşadıkça, elde edildiklerini, sahip olunduklarını filan düşünüyolar. Ne alakası var. Niçin bu kadar edilgenler? Olmasınlar. Ben onu diyorum.

@fatosh: Hayır tanışmadım blogumu okumuş bir kadınla. İnan şu an blogu bilen arkadaşım bile yok. Önce bi onlara açıklamam lazım. Lafonten'le Tufan görseler ne derler bilmiyorum. İlker (Pembe Panter'le olan) görse ana avrat gider bana. Blogu okuyan bir kadına denk gelme olasılığım çok düşük sanırım. Konuşmak isterdim. Anonim kalarak tabii ki.

@Küfkedisi: Hay ağzını öpeyim. Ama şey demişsin bitirdin beni.
"Bu tarz bir düşüncesi varsa bile pat diye söylemez ki insan, bunu engelleyebilecek o kadar akılcı oyunlar var ki." Öyle de istemiyorum ben oyuna gireceğine pat diye söylesin daha iyi. Bu işin oyunu yok, maymun muyuz biz yau? Erkekler fazlaca isteklerini belli ediyorlar aslında, acaba sorun o mu? Öyle yapmasalar, "sen beni seksi bulmuyor musun?"a gelir laf bi noktadan sona.

Bu konu çok güzel aslında. Üzerine daha fazla düşünüp yazmaya değer bana göre. Mutlaka döneceğim Mathilda tarzı kadınlara. Ama şu Pembe Panter, Margarita, Tuttuğunu... ve T.İ devam perdelerini yazmak istiyorum öncelikle. Çok acayip şeyler yaşandı.

küfkedisi dedi ki...

T.İ. bu cümleyi savunduğum için yazmadım aksine dürüst olunması taraftarıyım tabii bende. Ama pat diye söylemek yerine, ilişkide belli bir noktadan sonra yaşansın bazı şeyler istiyorsan daha soft bir şekilde uygulanabilir diyorum sadece. Diğer yorumumda da yazdığım gibi aslında hiçbirine gerek yok, akışına bırakmak en doğrusu bana göre.

Pretty Woman (Aka likeaprayer) dedi ki...

aslına bakarsan bence bu kız en başta sana ciddi bir ilişki yaşamak, sonunda da evlenebileceği bir ilişki yaşamak istediğini belirtmiş açıkça. Çünkü artık seks o kadar basit ki. insanlar artık birbirlerini tanımadan seks yapıyorlar nerdeyse ve herşeyi daha çabuk tüketiyorlar. neticede kulvarlarımız farklı ise yolda yürümeye başlamadan yollarımızı ayıralım demiş ki bu da onun yaşam içinde kendine belirlediği bazı kurallarsa saygı duymalı. Ama ben mesajı aldım diyorsun yani tam böyle demedi de böyle anladım diyorsun bence şans ver :) Ha kızı aramamışsın uzunca süre geri aradığında yanıt bulabilir misin bilmem, yanıt bulsanda dayanamadı geri geldi diye ego bi tavanda olur bi tavanda olur bunu da söylemediydin sakın deme bana :) sevgiler ayrıca bloguma bıraktıgın yorum için de buralardan kaçasım var cidden çok fena evet. gerçekten kısa bir tatile ihtiyacım var, sanırım bu hafta kaçıcam bi yerlere:) gönül isterdi ki interraile gidebilme fırsatım olaydı. çok uzattım neyse. Bol şans.

Griffith dedi ki...

Sen kendini biliyorsan gerisi fasa fiso T.İ...Mathilda nasıl istiyorsa öyle düşünsün.Bence doğrusunu yapmışsın.

Mathilda'nın kafasında "Çıkarsak uzun süre sevişmeyiz" gibi bir düşünce varsa bile bunu yüzüne karşı peşin peşin söylemesi çirkin olmuş bir kere.Bence yaşayarak görülmeli böyle şeyler.Belki dayanamayıp hemen ertesi gün sevişecek ya da ne bileyim ondan evvel sen sevişmek istemeyeceksin falan.:)Yani planlı programlı olmaz ki bu işler yahu."3 hafta sonra sevişiriz,o olmadı 5 hafta sonra kesin sevişiriz!"...Bu ne yav.Bi git işine Mathilda:)

Sen ona,"Çıkarsak hemen sevişelim/sevişmeyelim" gibi bir şey desen kendisi ne tepki verirdi allah bilir.

Güzel yazmışsın.İyi geldi bu saatte.:)

Adsız dedi ki...

Şu üsteki Talisman'ın etiketliyorsun, bozuk çıkınca atıyorsun kısmını es geçmek hata olur. O şekilde baktığından dolayı da Mathilda büyük bir kayıp sayılmaz. Blogu okurken hak vereyim diye düşünüyorum, gerçi hepimiz bu döngü içindeyiz diye düşünülebilir ama salla gitsin. Dediğim gibi büyük kayıp değil bu bakış açısına.

T.I dedi ki...

@Arif: Görmemişim pardon, hoşgeldin.

@Pretty Woman: Sen de hoşgeldin. 25 yaşından sonra dediklerine pek tahammül edemez oldum ben. Bilmiyorum belki de senin dediğin doğrudur. ancak kapattım ben o defteri.

@Son Adsız: Büyük kayıp küçük kayıp olarak nitelendirmek hata olur bence. İkimiz için de iyisi oldu diye düşünüyorum.

@ Griffith: Hoşgeldin. Katılıyorum aklın yolu bir. Seksle terbiye edilebilecek birisi değilim. Kadınsı kaprislere bile daha tahammüllüyüm düşün. Ancak o kafasına göre birisini bulur, hiç kuşkum yok. Çok güzel bir kız. Tabii ki kötülüğünü istemem. Adama acırım.

dırdırımkendime dedi ki...

saatlerdir okuyorum hiç sıkılmadım desem :)
benzettiğin oyun aklıma geldi baya eskileri hatırlattın teşekkür ederim.. oyunu düşününce eğlendim ama matilda sinirimi zıplattı!!
böyle kızlara tilt olurum.. "gösterip de vermeyenler" tarzında. çok da iyi olmuş ne düşünürse düşünsün.

karambol dedi ki...

aldım verdim oyununa çabuk girişince bozulan modern görünümlü kırolar erkekler de var ama... kızlar da n'apsın. neymiş eski sevgilisi akşam 8 dedin miydi eve gidermiş, neymiş ama bakire gibi görünüyormuşum nasıl olmazmışım. ehh kardeşim kolayınız bulunmuyor. aldım verdim, vermeyenler yendi :D

 


TEHLİKELİ İLİŞKİLER © 2008. Design by: Pocket