2 Temmuz 2010 Cuma

Yüksek Duvardan Şuursuzca Atlamak - Simge & Billie Jean

Çocukken, sokakta size kesin şekilde yasaklı olan bir şeyi yaptığınız çok olmuştur. Örneğin bilmemneredeki yüksek duvardan atlamak. Anneniz sizi o duvarın çevresinde bile görse tüyleri diken diken oluyordur. Özetle oradan atlamak ya-sak-tır, ama o sırada sizin çocukça dünyanızda oradan atlamak da çok önemli bir statüdür. Bu dediğimi erkekler çok daha iyi anlarlar sanırım.

Neyse, duvara dönüyorum. Bu duvar yüksekçe bir duvardı. Hani aşağı bakınca bile insanın içini kıpraştıranlardan. Duvarın efsane hikayeleri çocuklar arasında çoktan üretilmiş. “Bu duvardan 15 sene önce atlayan bi çocuk düşmüş ölmüş. Hatta onun ruhu var burda”, “Yandaki apartmanda Neriman Teyze var ya, onun yeğeni gelmiş üç sene önce, atlamış buradan. Bacağı kırılmış, 6 ay alçıda kalmış.” (Tamamen anneler tarafından üretilmiş bir kontra hikaye. Olur da bi çocuk Neriman Teyze’ye sorarsa. O da.” tabii tabii, 4 yerinden kırıldı bacağı” diyor.) . Çocuklar duvarın adını kendi aralarında çoktan takmışlar. “Ölüm Duvarı”.

Annelerin tamamı da bu saçmasapan takıntıyı bilir. Sizi her sokağa saldığında, “Ama o yan bahçenin duvarından aşağıya atlamak yok tamam mı?” der. Söz alırlar.
Olur da biri atlarsa bunun çocuklar arasında çok büyükbir haber değeri vardır. Şöyle bir olay olabilir mesela.

Mahalleden bir çocuk: Serkan ölüm duvarından atlamış lan dün.
Diğer çocuk: Bizim gözümüzün önünde atladı. Hiçbişi olmadı.
Mahalleden bir kız: Ben görmeden inanmam.
Diğer Çocuk: Yok yok. Atladı atladı.

Sonra Serkan gelir. Hiçbir şeyi yoktur ha p.çin. Ancak ben atladım, siz sakın atlamak gibi bir gaflette bulunmayın gibi, bu iş öyle her babayiğidin harcı değildir gibi konuşur. İyice korkutur sizi. Yaptığı kahramanlığın değerini arttırır. Gece öyle bir ağrıdı ki, ben hayatımda böyle bir acı çekmedim. “Neresi acıdı lan?” sorularına vücudunun saççmasapan bir yerini gösterir. Ya da,

- Gece var ya ordan atlayıp ölen çocuğun ruhunu gördüm olm. - Hadi lan! - İster inan ister inanma! İster inan ister inanma!

Bu ister inan ister inanma da çok kilit cümledir. İlle de tercihini ilan etmeni gerektirir. Mavra olduğunu düşünürsün. Ancak öyle de bir dinlemek istersin ki bu isteğinin önüne hiçbir şey geçemez.

- Tamam lan inanıyorum, anlat. Ne dedi sana? - Hiçbir şey demedi. Göründü sadece. Gece camdan bakınca bembeyaz bir şey duruyordu duvarın orda. Tam ucunda.

Hay .mını s.ktimin duvarı ya, ne duvarmış arkadaş. Herkes çocuğun ağzının içine bakıyo lan. Bütün kızlar da nası dinliyor ya şu g.tüboklu hayalet hikayesini. Ya ne yaptı ki bu herif lan. Duvardan atladı sadece. Güzeller güzeli Simge bile ağzının içine düştü herifin. Atlasam mı lan bende! Çok da yüksek s.çtımın duvarı. Oooof of. Atlanır mı lan ordan. Serkan senin ağzına s.çim.

Artistlik olsun diye demiyorum. Hiçbir zaman, böyle aşırı irrasyonel şeylere inanan bir çocuk olmadım. İyi kötü farkındaydım o zaman o duvardan atlamanın ne kadar hıyarca bir şey olduğunun. Ancak vaziyet fena. Ölüm duvarından atlamadan da erkek olunmuyor. Ya hani sünnette anlaşmıştık? Hani genel tanım şunlardı. “Sünnet olmadan erkek olunmaz.” bu bir. Tamam, kestirelim! “Askere gitmeden erkek olunmaz.”. Bu da iki. (Tamam şimdi çok saçma kriterler olduğnun farkındayım tabii ki. Ancak o dönem şartlarında düşünmek gerek. ) O an için kendime bakıyorum. Sünneti halletmişim o dönem, tık, rahatım. Askere de daha çok var. Rahat olmam lazım. E peki, bu. s.ktimin duvarı nereden çıktı yaaa! Resmen bi daha sünnet olmak gibi bir şey, resünnet.

Çok saçma olduğunu bile bile o duvardan atlamaya karar verdim. Hem de herkesin önünde atlayacaktım. Simge’yi de bir fotofiniş hakemi gibi en hakim yere koyacaktım. Ancak tabii ki, eşeği sağlam kazığa bağlamak lazım. Bende yanlış yok. Önce bi’ kendim denemeliydim.



Herkesin içinde başarısızlık yaşamamak için bir cumartesi sabahı en süpersonik havalı ayakkabılarımı giyip kimsecikler yokken ölüm duvarının oraya gittim. Şöyle bir baktım, lan amma da yüksek dedim içimden. Kendimce çocukça taktikler yaptım. Aşağı inip tam düşeceğim yere biraz çimen filan serpiştirdim, zemini düzledim filan (Aslında korku boku selanik, atlama zamanını geciktiriyorum işte) Çıktım tekrar yukarı, baktım aşağı, çimenle biraz daha sevimli oldu toprağa göre. Ruhen atlamaya daha yakınım. Atlarım atlayamam. Atlarım atlayamam. Derken, bi anda bıraktım kendimi. Tabanlarımın yere değdiği anda vücudumda hissettiğim şeyi size nasıl anlatsam, tam bir ”zınlamaydı”. Zın zın etti bütün bacaklarım, kemiklerim. Beynim kafatasımın içinde zınladı. Sonra da dizlerimi vurdum yere sertçe. Şöyle bi durdum. Bir yerim acıyor muydu? Hayır. Atlamıştım. O adrenalinle ne yapacağımı şaşırdım. Hemen büyük atlayışı planlamaya başladım. Aşağıdan atlayışın görülebileceği en iyi yeri belirledim. Simge buraya geçer, buradan izler dedim içimden. İ.ne Serkan da yukardan baksın da atlayış görsün. Ayrıca o p.zevenk ruh da davetlim. Hani o Serkan’a gece görünen. O da gelsin. Hırbo!

Atlayışın 5-6 dakika sonrası muzaffer bir eda eve dönerken, bacaklarımın önünde bir ıslaklık hissettim. İkisinde de... Bir baktım. Pantolonumun iki dizi de fexi şekilde yırtıktı. Dizimden bacağıma doğru da kaval kemiğim boyunca oluk oluk kan akıyordu. Çorabımın bacağımı saran latiği kıpkırmızı. İnanılmaz kanıyordu. Aha dedim anneme babama ne diyeceğim. İnanın acısında hiç değilim. Nasıl söyleyeceğimdeyim. Oluk oluk kan akıyor. O heyecanı hala hissederim. Korkumdan eve gitmedim. Bizim eczacı bir abla vardı. Eskiden eczaneler daha bir oturaklıydı. Eczacılar doktor gibiydi. Ya da benim gözümde öyleydi ne bileyim. Hiç unutmam. Eczacı Berrak Teyze. El kadar çocuğum. O halimle gittim eczaneye.

Dedim “Berrak Teyze, Y.rrak gibi çakıldım. Kurtar beni.”

Çok candan bir eczacıydı. Çaktı hemen pansumanı. Bütün işimi gördü. Anneme söylemeyeceğine de söz verdi. 5 kuruşumu da almadı. Gerçi anneme ötmüş. Ama tabii ki şimdi düşününce haklı buluyorum onu. Eczaneden tırıs tırıs eve dönerken, bir daha atlamama kararı almıştım bile. Kimseye atladığımı da söyleyemezdim. Hem inanmazlardı hem de ne o öyle, herif atlayıp ruhlarla görüşmüş filan büyük karizma yapmış. Ben bi atlamışım .mı g.tü dağıtmış bir haldeyim.

Eczacı Berrak Teyze dahil kimse bilmedi oradan atladığımı. Simge de bilmedi. Anneme yakalamaç oynarken düştüğümü söyledim, konu kapandı. Annem ilkyardım işimi kendim halletmemi takdir bile etmişti. Salak kahraman.

O günden sonra o atlayışı çok kez düşündüm. Alenen akılsızca bulduğum bir şeyi yapmıştım. Sonradan bu bana hep çok gurur kırıcı geldi. Biraz daha aklım ermeye başladığı zaman bu olayı tekrar tekrar analiz ettim. "Aptallaşma oğlum T.İ" diye defalarca kez telkinde bulundum kendime. Neredeyse hepsinde de başarılı oldum. Ondan sonra duvardan atlamaya yakın gibi saçmalıklar yapmadım mı kadınlar için? Kesin yaptım. Ancak en azından bir kişinin çıkarı olmasını gözettim. Bu örnekteki kadar kimsenin işine yaramaz bir şey yapmadım. Hiç o kadar salaklaşmadım, salakşamam da. Yoksa işin fedakarlığında değilim. Gerçek bir fedakarlık olsa düşünürdüm, bir tek kişinin bile hayrına olacak bir şey. Simge duvardan atlamamı hiç istememişti zaten, ya da bana hiç böyle bir arzusunu söylemişti. Bu hikayede Simge masumdur. Billie Jean için ise çok üzgünüm. Bundan böyle
"Billie Jean is not my lover"dır.
"She is just a girl"dür.

18 DIYECEGIM ODUR Kİ...:

küfkedisi dedi ki...

burada gizli bir mesaj mı var bana mı öyle geldi, herşeyden çok mu kıllanıyorum çözemedim :)

T.I dedi ki...

Hiçbir gizli mesaj yoktur. Her şey apaçıktır.

küfkedisi dedi ki...

tamam demedim bişey :)

T.I dedi ki...

ok. Ben de bişi demedim zaten.

cipim dedi ki...

Çocukken inşaatın 1. katından atlardı herkes. korkardım yüksekten. o a.q inşaatı senelerce bitmedi. bir kaç defaa aşağıdaki kum tepeciğine atlayıp kendimi ispat ettim. ama koskocaman bir kadın olduğumda bile rüyalarıma girerdi nasıl korkmuşsam. 17-18 yaşında geceyarıları yazlıkta balkondan atlayıp sevgilimle buluşurdum. o zaman hiç korkmazdım. en son 2-3 ay önce aileme sürpriz yapmak için bir gece yarısı bahçe duvarından atlayıp eve gireyim dedim. patates çuvalı gibi düştüm günlerce dizim, ayak bileğim ve kolumda yaralarla gezdim. kazık kadar kadınsın diye dalga geçilmeside çabası. velhasıl duvarlar eğlencelidir risk ne olursa olsun. benim duvar hikayelerimde herkes masumdur, serdar is not my lover, he is just a boy. :D
uğruna duvardan atlamaya değmeyenler o duvara toslarlar bir gün.

küfkedisi dedi ki...

tersler gibi geldi cevabın bana. neyse yazı dili yanlış açıklamalara açıktır hep zaten :)

"leb" demeden... dedi ki...

"ölüm duvarı" "aldatma"nın şifresi değilse ben de bişi bilmiyorum...

T.I dedi ki...

@Cipim: Dvardan atlamaya kimse değmez. Duvardan atlayıp onun hayatını filan kurtaracaksan tamam da. Bir şey kanıtlamak için duvardan atlanmaz bana göre.

@kufkedisi: terslemedim tabii ki.

leb demeden: Yanlış tespit.

Çocukla Kampa Gidilir (mi?) dedi ki...

zınnn zın zın :))))

çocukluk işte, kahraman olcaz ya.... bende kolum kırılsa diye dua ederdim, herkes benimle ilgilensin diye, imza falan atsınlar diye. nasıl oldu aaaaa?lar falan ... hatta birileri diyodu, diş macunu sürcekmişsin sonra bi vurcakmışsın kemik hemen kırılcakmış haha :)
hay Allah yaaaa.

çocukluk salaklık da galiba:)

peki kolum kırıldı mı ?hayır kırılmadı :) zaten köpeğin duası kabul olsaydı ohoooo gökten kemik yağardı....

cherryblossom dedi ki...

ben üzüldüm yaa :(

cipim dedi ki...

bj ile olanları yazacak mısın?

aeiou dedi ki...

iyi yapmışsın. üzülecek dert edecek bişey yok. hayatının esas kahramanı sensin.

T.I dedi ki...

@kybele: Estağfurullah

@cherryblossom: Ben de elbette ki. Futbolun içinde olan şeyler bunlar.

@cipim: En azından yakın bi zamanda hayır. Belki daha sonra...

@aeiou: Teşekkürler. Dediğim gibi bunlar futbolun içinde olan şeyler.

D.M dedi ki...

bj bitti mi yani neler oluyor?! anılardan nerelere bağlanmış konu bir anda.

zıbırtık dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
zey0zey dedi ki...

"belki daha sonra"yı bekliyorumm

okuyucu dedi ki...

iki gündür bu blogu okuyorum ilişkiler konusnda oldukça bilgilendiğimi söyleyebilirim (daha küçüğüm ben)
kendimce bir tesbit yaptım ki doğru mu bilmiyorum bence herşey simge ile ilgili
simgenin açtığı bir yara var gibi ve yıllar geçse de kapanmıyor tüm ilişkilerinin temelinde de bu var
düşünmeden de edemedim acaba şimdi ne yapıyordur ki?

athırsızı dedi ki...

su her kelımeden anlam cıkarmaları sikesim geliyor ya. Yok duvar aldatmaymıus yok simge kanayan bır yaraymıs. Malmısınız olm sız adam cocuklugunu anlatıyor burda ıste. Sımdı sıze evet oyle demesını bekleyıp nasılda anladım trıblerınemı gıreceksınız olayınız ne sızın.

 


TEHLİKELİ İLİŞKİLER © 2008. Design by: Pocket