16 Nisan 2010 Cuma

Mevcut Sevgilinin Eski Sevgilinle Buluşması....

Günlerden bir gün, hatta dün diil evvelsi gün.

BJ: Sana bir şey soracağım. Ama kızmak yok.

TI: Şu an en sinir olduğum şeyi yaptığının farkında mısın?

BJ: Neymiş o?

T.I: İnsan ilişkilerinde pazarlık. Öncesinde kızmayacağım dedim diye normalde kızacağım bir şeye kızamayabileceğimi mi gerçekten düşünüyor musun?

BJ: Evet.

T.I: Güzel olduğunuz kadar küstahsınız da hanımefendi. [ve elle taciz]

BJ: O zaman söylemiyorum.

T.I: Söyleme. Çok merak ettim diye filan peşinde koşmamı mı bekliyorsun?

[sırıtarak, bazen de şöyle parmağını ısararak filan]

BJ: Yoo, merak ettiğine eminim.

T.I: Etmiyorum. Ötersin nasıl olsa.

BJ: Demek öyle, o zaman sadece küçük bir teaser vereyim. Sen merak edip etmediğine karar ver.

T.I: Dedim bak ötersin diye. [Hala ilgilenmiyor gibi görünüyorum, kitabımı okumaya devam]

BJ: Şimdi o kitaba bakıyorum diye kendini konuyla sanki ilgilenmiyormuş gibi gösterebildiğine inanıyor musun? Hangi satırdasın desem mümkün değil bilmezsin şimdi. İçin içini yiyor. Biliyorum.

[daha önce de demiştim, işi biliyor kadın J, nası da doğru]

T.I: Taciz etmezsen nerde kaldığımı da bilirim. Nereye gideceğimi de.

BJ: Vereyim mi teaser’ı?

T.I: Merak etmiyorum.

BJ: Dün senin bir eski sevgilinle buluştum.

Sessizlik.

T.I: Eski sevgilimle mi buluştun? Hangisiyle?

BJ: Kitabımı okuyorum, lütfen taciz etme.

T.I: Yattınız mı? Evet de de, içim içimi yiyeceğine neler konuştular diye, bari fantazi kurayım.

BJ: Yatmadık. Kurma boşuna fantazi.

T.I: Tüh. N’aptınız?

BJ: Konuştuk.

T.I: Hadi ya, en kötü seçenek. Eski sevgiliyle konuşacak bir şey olmadığı için ayrılınılır kızım. Yatılabilir ama... Eee.

BJ: Eeesi, kitabımı okuyorum. Sen nasıl hiç hoşlanmıyorsun kitap okurken tacizden, ben de hoşlanmıyorum .

Üç beş dakikalık bir sessizlik.

İkimiz de kitap okuyoruz. Ben Kemal Tahir okuyorum, çok severim: Esir Şehrin İnsanları. Okuyorum dedim ama yalan, meraktan beynim kitlendi. Konsantre olamıyorum okuduğuma. Artık anlamıyorum okuduğumu...Elimde kitap sadece, ona bakıyorum. Sessizlik var.

Ben böyle anları uzatmayı severim. Yani kadınla erkeğin arasında olan tansiyonlu, hafif eğlenceli hafif gergin tansiyonlu anları... Domuzluğuma bile bile hadi anlat demiyorum, hızlı bir ikili soru cevap’a çevirmiyorum işi. Geçiştirmek istemiyorum. Tamamen kasıtlı bu yavaş ilerleyiş. Onun da hoşuna gidiyor. Hissediyorum. Tatlı bir gerginlik var. Bu arada boktan bir şeyler konuşmuşlar, hissediyorum ama çok da umurumda değil. Ben kadınların hakkımda konuşmasına alışık birisiyim. Onu mu takıcam kafama.

Bir iki dakika daha geçiyor. Ben yalandan bir iki sayfa daha çeviriyorum. O da. O okuyor mu, yoksa o da benim gibi mi bilemiyorum. Onun elinde de Paul Auster romanı var bir tane: Lulu Köprüde. Hep "Kuku Köprüde" diye okuyorum. Allah benim cezamı vermesin. Ne biçim adamım ben. Neyse, o da çeviriyor sayfaları yalandan yalandan. Bence o da benim gibi. Hesaplıyor kafasından, “Hah şimdi sayfa çevirme zamanı geldi. Kuşkulandırmayayım.” diyor ve çeviriyor.

Sessizliği bozan o oluyor. Kadınlar. Bir şey de içlerinde kalsa çatlarlar.

BJ: Çok enteresan bir gündü.

İlk konuşan o olduğu için tizden bir gülümseme oturuyor yüzüme. Niyeyse zafer kazanmış gibi hissediyorum. Ucuz kahraman T.I. Güldüğümü görse her şey biter. Kadın inadı tutar. Hayatta anlatmaz. O yüzden gülerken Esir Şehrin İnsanları’yla yüzümü hafiften örtüyorum.

T.I: Ne açıdan enteresan bir gündü BJ?

BJ: Hiiç, enteresandı.

Çıkartabileceği en büyük hışırtı sesiyle sayfasını çeviriyor. Kuku Köprüde diye okuyuveriyorum yine bir anda elindeki şeyi.

T.I: Adı neydi buluştuğun ex’imin.

BJ: Tahmin et.

Ne kadar büyük bir kümeden bahsettiğinin farkında olsan bana böyle bir soru sormazdın bebek! Tüm cool’luğumu koruyarak.

T.I: Zaten hepi topu kaç taneler ki? Tahmin edebiliyorum.

BJ: :)

T.I: N’iye güldün?

BJ: Hepi topu kaç taneler demene güldüm. Kızı dinledikten sonra, maşallah..

Yine sessizlik. Çünkü o anda çok daha gergin bir evrenin eşiğindeyiz. Yolu o seçecek, ya hiç mi hiç tahammül edemeyeceğim bir yola girecek ve büyük bir kavgayla sonuçlanacak bu iş, ya da çok eğleneceğiz bu konuşmada. Çünkü yanlış yola saparsa benim müsamaham yok.

T.İ: Kimmiş o halde adını söyle.

BJ: Söylemem. Ama senin yaptığın gibi ona bir kod adı taktım. Öyle bahsedeyim, sen bulmaya çalış.

Rahatladım, çünkü işin eğlenceli tarafını seçti gibi.

T.I: Tamam, nedir kod adı?

BJ: Cırtlak.

TI: Cırtlak mı?

BJ: Evet Cırtlak, beğenemedin mi?

T.I: Beğendim, hiç çıkaramadım sadece.

Bu kadar acemilik olmaz. Bu kadar bariz bir özellik rumuz olarak konulur mu be kekim. Anlarım tabi hemen. Hemen anladım kim olduğunu. 3 sene önce, Elif diye bir kız vardı. Ya kızda bir ses vardı, yemin ederim burdan bağırsa rezonanstan Grönland’dan bir buz parçası kopup okyanusa düşer. O kızı tanımayan herkes o buzulların ozon tabakası yüzünden koptuklarını zannediyor. O kızı tanıyan azınlık ise, küresel ısınmaya kesilen buzulların kopup kopup okyanuslarda erimesinin gerçek sebebini biliyor.

[Bu arada hemen anladım be kekim filan diyorum ama, kadınların böyle zamanlarda erkeğe kendini akıllı zannetmesi için nasıl yemler attıklarını da bilirim. Kesin kasıtlı olarak olarak o kod adını taktı, tabii ki biliyorum.]

BJ: Cırtlak bana neler dedi neler?
Gülümsüyor. Bir gerginlik yok.

T.İ: Hepsine inandın mı?

BJ: Evet.

T.I: Aferin.

BJ: Sen anlayamazsın. Kadınlar arası bir şeydir bu, böyle durumlarda yalan olmaz.

T.I: Kadınlar arası deme bana. Fantazi malzemesi yaparım sizi.

BJ: Sizi mi, kim olduğunu anladın mı ki?

T.I: Yoo, ben güzellik sıralamasında senden bi alttaki sevgilimleeşledim hemen. Erkek kafası da böyle çalışır. Onu da sen anlamazsın.

BJ: Benden bir üstteki yok herhalde di mi o yüzden?

T.I: Bu da kadın kafası :)

BJ: Bana dedi ki, "o adama dikkat et."

T.I: Ne kadar da doğru demiş. Hayatının ilk doğru cümlesini kurmuş.

BJ: Bu kadar kesin konuştuğuna göre kim olduğunu anladın.

T.I: Anlamadım.

BJ: Belli ettin anladığını, devam etme blöfe.

T.I: :)

BJ: N’iye öyle dedin? Yani doğru demiş diye.

T.I: Ooof of. Kadın kafası.

BJ: Bence asıl bu konuda böyle bir artistlik yapmak tam erkek kafası. O adama dikkat etmişmişmiş, çok mu havalı oluyorsun doğru demiş diyerek?

T.I: Hava olsun diye söylemedim. Gerçekten öyle düşünüyorum.

Biraz daha kitaplara bakış ve hışırtılar.

BJ: Bir kadeh şarap?

T.I: Kalkarsan bana buzlu viski. Çok sevinirim. Bu iş şarabı çoktan aştı.

to be contintin.


9 DIYECEGIM ODUR Kİ...:

"leb" demeden... dedi ki...

devamını okumadan yorum yapmicam...

Morpheus dedi ki...

Naslı karşılaşmışlar ki?
Buna hiç değinmemişsin, değinecek misin?

cipim dedi ki...

Hatun kadınsal triplere başlamış. Merakla bekliyorum.

T.I dedi ki...

@Leb: Tamam.

@Morpheus: O da ayrı bir hikaye ya neyse, değineceğim bir sonraki post'u toparladımda.

@cipim: rahatsız edici bir durum yok o konuda. Olsam hemen belli ediyorum zaten rahatsız olduğumu.

UYKUSUZ// UYURGEZER dedi ki...

sevgilimin eski sevgilisiyle buluşmak kadar gereksiz bişey düşünemiyorum diyecektim ama gereksiz olan daha bi sürü şey var :DD

Hürrem Sultan dedi ki...

Sallıyosun sanki sen yaaaa. Hepte burnundan kıl aldırmayan, lafı sonunda koyan sen edasındasın neden? samimi olmayı denesen....

T.I dedi ki...

@Uykusuz Uyurgezer: Ben de katılıyorum, ama kimseye de şunla konuş bunla konuşma deme hakkımız değil. Haddim de değil birisine şunla konuşma bunla konuş demek.

@Hürrem Sultan: Bloga başlarken de yazmıştım. Solda üstete de hala durur hatta. Bu taraflı bir blog. Erkek taraflı. %100 anonim bir blog olmasından da anlaşılabileceği gibi, kimseyi etkileme, kimseye bir şey kanıtlama, bir şeyleri çarpıtıp başka gösterme gibi bir derdi yok Tehlikeli İlişkiler'in. Yazılar tabii ki taraflıdır. Billie Jean anlatsa kimbilir neler yazar. "Eski sevgilinle buluştum deyince amma acayip oldu yüzü, bunu görmeliydiniz." Bilemem. İnanın, elimden geldiği kadar samimiyim.

Sevgiler
T.İ

cipim dedi ki...

bu blogun en güzel tarafıda yazarın erkek yorumcuların kadın gözüyle bakmaları. Bencede bu hikayeyi dondurma yerken pijamalarla BJ den dinlesek T.İ amma morarmıştır diye sonuçlandırırdık.

Hürrem Sultan dedi ki...

Peki silmicem seni samimiyetine inanmaya bakıcam yazılarından...

 


TEHLİKELİ İLİŞKİLER © 2008. Design by: Pocket